Köşe Yazısı | Empati Nedir? – Burak Ertürk

​Yunanca’ da içini hissetmek anlamına gelen ’empatheia’ terimi, diğerinin öznel deneyimini algılayabilme yeteneği için kullanılmıştır.  

Empati, kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması,  ve duygusal içeriğin ve duyguların nedenini hissetmesidir. (Dökmen, 1998).  Empati, öncelikle karşımızdaki kişiyle özdeşim kurma ve daha sonra onun duygularının taklit etme yoluyla kurulur. Bu özdeşim bize karşımızdaki kişilerin düşüncelerini anlama olanağı sağlar. D. Goleman’a göre empati, başkalarının duygularını bilebilme, sezebilme yetisidir. Bu yeti, gönül ilişkilerinden ebeveynliğe, bireysel ilişkilerden toplumsal ilişkilere uzanan pek çok farklı alanda karşımıza çıkar.  Empati çevrenin tutumları ile gelişebilen bir sosyal beceridir.

EMPATİNİN KÖKENİ

Bebekler, doğdukları günden itibaren başka bir kişinin ağlamasını (özellikle annenin) duymaktan rahatsız olur ve aynı tepki verme eğilimi gösterirler. Başka bir bebeğin düştüğünün gördüğü anda gözleri doluyor ve sanki canı acıyan kendisiymiş gibi annesinin kucağına çıkıp acıyı dindirmek istiyordu. Verilen örnekler, bu tür empati olaylarını kaydetmek üzere eğitilmiş anneler tarafından gözlemlenmiştir. (Araştırmacı Olarak Davranan Anneler)  Bu araştırma sonucunda Gelişim Psikologları empati yetisinin bebeklik döneminde nasıl ortaya çıktığını göstermişlerdir. 

EMPATİYİ NASIL KURMALIYIZ

Kendisinin ne hissettiği hakkında hiçbir fikri olmayanlar çevrelerindeki kişilerin ne hissettiklerini anlamaktan acizdirler. (D. Goleman, 1996). Empati, duygusal olarak kendimizi başklarının yerine koyabilme kapasitesi olduğu için öncelikle kendi duygularımızı tanıma gereği vardır. 

Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’den M. Radke- Yarrow ve C.Z. Waxler’in yaptıkları araştırmada empatik ilgi farklılıklarının büyük ölçüde ailelerin çocuklarına nasıl terbiye ettiklerine bağlı olduğunu göstermiştir. Davranışlarının karşı tarafı nasıl bir sıkıntıya soktuğuna dikkat çeken bir terbiye tarzı, yani ‘yaramazlık yaptın’ yerine ‘bak onu ne kadar üzdün’ denmesi, çocuklara daha fazla empati kazandırıyordu.  Bu sonuç, insanların karşısındaki bireylerin ne hissettiklerine önem vermesinin empatik süreci olumlu etkilediğini gösteriyor.  

Empati kurmada başarıyı artıran etkenlerden biri insanların içinde bulunulduğu duruma benzer bir durum yaşamış olmak örneğin bir yakınını kaybetmek. bu duyguyu yaşayan kişiler tarafından tarif edilemez. Bu duyguyu da ancak yakınını kaybeden kişi bilir. 

Ne kadar duyarlı ve hassas olmaya çalışırsak empati yapma eğilimimiz artar.

EMPATİNİN TOPLUMSAL YARARLARI 

Günümüzde insanlığın karşılaştığı problemlerin temelinde bulunan nedenlerden birisi de empati becerisini kullanma konusunda yetersizlik olduğu söylenebilir. Toplum içi ilişkilerde büyük bir öneme sahip olan empati, insan ilişkilerini geliştirir ve empati yapılan toplum daha yaşanılası bir yer haline gelir. Empati yeteneği yüksek bir toplumda dayanışma ve huzur ortamı oluşur.

Giderek bireyselleşen toplumlarda empatiden söz etmek oldukça zordur.  Empatiden yoksun bir toplumda  ise  iletişim kalitesinin azalması ile bireyler arasında bölünmeler meydana gelir. Empati çoğu iletişim problemlerinin doğmasına engel olduğu gibi yaşanan çatışmaların da en az zarar verici biçimde çözümlenmesine imkan sağlamaktadır. 

Empati yeteneğimizi bebeklikte olduğu şekliyle kalması dileğiyle.

                                                                                                        Yazar: Burak Ertürk