Köşe Yazısı | Suyu Arayan Adam – Taha Yasin Yetkin

Ankara’da gerçekleşen hain saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aile efradına sabır dilerim. Milletimizin başı sağ olsun.
Değerli okur,
Takdir edersiniz ki böyle günlerde iki kelimeyi bir araya getirmek çok zor oluyor. Bu yüzden yazıda sürçülisan etmişsem affınıza sığınırım.
Kitabın tahliline geçmeden önce birkaç kelimeyle kitap üzerinden bazı noktalara temas etmek isterim. Bazı zamanlar insanın içinde zirveye çıkan uhsal sıkıntılar aslında kendi benliğimizin, girdiğimiz çıkmazın, Şevket Süreyya’nın deyimiyle ödemediğimiz hayatımızın pahasının, bulamadığımız, aramadığımız suyun ruhumuzda ki tecellisidir. Herakleitos der ki “Ben kendi kendimi aradım.” Acaba biz ne kadar kendimizi arıyoruz? Sahip olduğumuz hayatın pahasını neyle ödedik? Suyu aramayı bitirdik mi yoksa hala aramaya devam mı ediyoruz? Gelin bu yazının bir bereketi olsun. Kendimizi bir şeyleri aramakla, araştırmakla, anlamakla meşgul edelim, onca boş şeylerle meşgul olmak yerine biraz da kendimizle meşgul olalım. Belki de ruhumuzun sıkıntısının dermanı başkalarında veya başka şeylerde değil kendi benliğimizdedir.
Şevket Süreyya Aydemir’in kendi hayatını anlattığı, benliğini nasıl bulduğunu okuyucularına eşsiz bir edebi üslupla aktardığı otobiyografik kitabıdır “Suyu Arayan Adam.” Şevket Süreyya aslında kendi gösterişsiz hayatını anlatırken bir yandan da o dönem siyaset adamlarının, Türk aydın kesiminin de nasıl bir çıkmaz içinde olduğunu gözler önüne sermektedir. Yaşadığı dönemlerde ki fikir akımlarının kendisinde nasıl bir yankı uyandırdığını ve çevresinde ki düşünürlerin bu fikir akımlarına bakışlarını, ideolojilerin de aslında nasıl bir çıkmazda olduğunu dile getirir. Bu dönemlerde yaşanan Rusya’da ki sosyalist devrime, bu devrimin liderleri Lenin ve Stalin arasındaki belirgin farklara, Türk vilayetlerindeki Türkçülük (Turancılık) ve sosyalist hareketlere değinir. Kendisini suyu aramakla nitelendirdiği kitabında açıkça belirttiği gibi önce Turancılık akımına kapılır Şevket Süreyya daha sonra Komünizm gibi fikirleri reddederek Kemalist, Cumhuriyetçi ve Milliyetçi düşünceyi bulmasıyla suyu bulduğunu ifade eder.
Şevket Süreyya, kitaba Hintli Filozof Rama Krişma’dan bir alıntıyla başlar:
“Bir adam vardı. Suyu arıyordu. Toprağı üç kulaç, beş kulaç kazdı. Suyu bulamadı. On kulaç, on beş kulaç kazdı. Gene suyu bulamadı. Sonra yerin derinliklerinde kara kaya tabakalarına rastladı. Yeise düştü, ümidini kesti. Fakat bir ses ona: – Daha derinlere in, daha derinlere! Dedi. Daha derinlere indi ve suyu buldu.” (Aydemir,2015:8)
Bu satırların aslında Şevket Süreyya Aydemir’in hayatının ve kitabının da bir özeti konumunda olduğunu anlamak pek zor olmasa gerek. Şevket Süreyya, Turancılık fikriyle bir arayışa çıktığını ama Komünizm ile karşılaştığında bir ümitsizliğe düştüğünü ancak bir sesin kendisine arayışına devam etmesi gerektiğini söylediğini ve en sonunda Cumhuriyetçi ve Milliyetçi düşünceyi bulduğunda bir bakıma yaşamının da özünü bulduğunu bu alıntıyı yaparak daha iyi özetlemiştir.
Şevket Süreyya’nın kitabı ele almasında ki nedeni ise yaşadığı serüvenin, ödediği pahalarının hesabını tutarcasına ve ulaştığı kaynağın sonsuzluğunun onun için ne kadar kıymetli olduğuna herkesin şahit olmasını ister gibi yazdığı kitabın her cümlesinde belirtse de son satırlarına gizlediği cümleler bunu daha iyi açıklıyor aslında:

“Epiktetos haklı:
«— Allahın bize verdiği en büyük nimet, malik olduğumuz halde, malik olduğumuzu bilmediğimiz kuvvetleri, bir gün kendimizde bulmak kudretidir.»
Ve gene onun dediği gibi:
«— Huzurun bir pahası var.»

Evet, onu ödemek lâzım. Benim ödediğim paha, hayatımın hepsidir. Ama bundan üzgün değilim. Ödediğim bedel, ulaştığım kaynak için çok değildir. Çünkü bu kaynağın başında ben,
yıllar yılı kaybettiğim en değerli şeyi, yani kendimi buldum.” (Aydemir,2015:481)

Kaynakça
Aydemir, Şevket Süreyya. “Suyu Arayan Adam”, İstanbul: Remzi,2015
____________________. “Suyu Arayan Adam”, İstanbul: Remzi,2015

image

Pendikli TV
Pendikli’nin Medya Kanalı

One comment

  1. Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,
    Kime ne, asılmaz duvar bendedir,
    Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
    Sanırım gittiği diyar bendedir.

    Yaram var, havanlar dövemez merhem;
    Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.
    Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;
    Yollar ki, Allah’a çıkar, bendedir.

    Necip Fazıl Kısakürek

    Sayın Taha Yasin Yetkin bey
    suyu arayan adam başlıklı yazınızı okuyunca hafızamda üstad N.F.K.in bu şiiri canlandı yazınızı tasdik eder cinsten olduğu için paylaşmak istedim
    aslında aradığımız her şey bizde yunusunda dediği gibi
    derman arardım derdime derdim bana derman imiş
    yazılarınızı beğenerek takip ediyorum,edeceğim
    teşekkürler…